Hristiyan Yaşantımız Nasıl olmalıdır?



Sevgili okuyucumuz, bilmelisiniz ki tövbe etmek ve vaftiz olmakla her şey bitmiyor ama tam tersine her şey yeniden başlıyor. Mesih ile yepyeni, anlamlı ve serüven dolu bir yaşam… Bu yeni yaşamda erişilmesi gereken yeni hedef ve amaçlar vardır. Elçi Pavlus bu yeni amaç konusunda şunları belirtir:
  • "Yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf Tanrı'nın lekesiz çocukları olasınız." (Filp. 2:14).
  • "Kimsenin onsuz R abbi görmeyeceği kutsallığın ardınca gidin. " (Rom.12:14).
İşte Tanrı tövbe edip yaşamını İsa Mesih'e veren her bir kişiden içinde yaşamakta olduğumuz ‘bu eğri ve sapık kuşak ortasında' kusursuz olmasını ve bizler için öngördüğü kutsallık yaşamına erişmesini beklemektedir. Bu yeni yaşamın içeriklerini incelemeden önce, belki gerçek bir Hıristiyanın kim olduğunu ve bunun kişiye kazandırdığı imtiyaz ve bereketlerin neler olduğuna bir bakmamız yararlı olur.
GERÇEK HIRİSTİYAN KİMDİR?
Hıristiyanın kimliği konusunda bugün bir sürü farklı görüşler vardır. Bazıları için Hıristiyan; Hıristiyan bir ailede veya toplumda doğan, kiliseye giden veya haç çıkaran kimsedir. Ermeni, Süryani, Rum, Alman, Amerikalı veya Avrupalı denilince hemen akla Hıristiyan biri gelir. Bazı l arı için de Hıristiyan çocukken kilisede vaftiz olan kimsedir. Hemen belirtelim ki bu görüşler Kutsal Kitap'ın gerçek Hıristiyan görüşüyle bağdaşmaz. Kutsal Kitap'a göre hiç kimse Hıristiyan bir ailede veya toplumda doğmakla veya çocukken kilisede vaftiz o lmakla gerçek bir Hıristiyan olamaz. Doktor veya bilim adamının çocuğu doktor veya bilim adamı olarak doğmadığı gibi bu kişiler de her ne kadar Hıristiyan bir çevrede doğsalar da özgür bir seçimle Mesih'i izlemek için bireysel bir karar almadıkça gerçek b i r Hıristiyan olamazlar. Kutsal Kitap'a göre gerçek Hıristiyan, İsa Mesih'i bireysel olarak yaşamına Rab ve Kurtarıcı olarak kabul edip, O'nu yaşamının her alanında izleyen kimsedir (Mar. 1:16-20, Lu. 14:25-27, 1Pet. 2:21, Elçi. 11:26). Zaten Hıristiyan ke limesi de yunanca "Hristos" tan yani "Mesih" ten gelmekte olup bu, Mesih'i izleyen veya O'na bağlı olan demektir. Sen O'nu izliyor musun? O'nu yaşamına kabul edip Rab ve Kurtarıcı olarak benimsedin mi? Yoksa sadece kilisede vaftiz olmana veya ailenin Hıristiyan olmasına mı güveniyorsun?
HIRİSTİYAN OLDUĞUMUZDA NELERE SAHİP OLURUZ ?
Bilinmelidir ki, bir kimse tövbe ve vaftiz yoluyla yaşamını Tanrı'ya ve Mesih'e açıp Hıristiyan veya Mesih İnanlısı olunca büyük bereket ve imtiyazlara sahip olmaktadır. Her şeyden önce bu kimse Tanrı'yla kendisi arasında duvar gibi dikilen bütün günahların bağışını elde ediyor (1Yu. 1:9), Şeytan ve onun karanlık esaretinde kurtulup Tanrı'nın ailesi veya topluluğuna giriyor . Tanrı'nın bir çocuğu olup Tanrı'yla yepyeni canlı bir irtiba ta geçiyor (Yu. 1:12, 1Yu. 3:1-3, Ef. 2:19), gelecek korkunç yargıdan kurtulup, sonsuz yaşam ve cennet güvenliğine sahip oluyor (Rom. 2:5-11, 1Sel. 1:10, 1Yu. 5:11-13, Yu. 10:27-30, 5:24), Tanrı önünde sahip olduğu ölüm ve yargıya mahkum günahlı pozisyonun dan, salih ve sonsuz yaşama hak kazanmış kişi durumuna geçiyor (İbr. 9:27, Rom. 3:23-26, 8:1). Bunlardan başka, gelecekte Tanrı'nın kendisini sevenlere vereceği ve şimdiye dek hiçbir gözün görmediği ve kulağın işitmediği harika şeylerin mirasçısı oluyor.
Kutsal Kitap'ta yapılan bu Tanrısal vaatler doğrultusunda bir İnanlı hiç tereddüt etmeden günahlarının affolunduğunu ve Mesih'in kendisini kurtardığını güvenlikle söyleyebilir. Kurtuluşumuz bireysel çaba veya iyi işlerin sonucunda hak edilmeyip yalnızca iman yoluyla, inayetle olduğundan kurtuluş güvenliğine sahip olduğumuzu bildirmemiz bir büyüklenme veya böbürlenme değildir (Efs. 2:1-10). İnanlının kesin kurtuluş güvenliği Me-sih'in fidyesine ve yalan söylemeyen Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta yapmış olduğu kesin ve değişmez vaatlerine dayanmaktadır.
Bu kurtuluş ve bereketlere, layık olmadığımız halde İsa Mesih'e iman aracılığıyla, ücretsiz bir şekilde sahip olduktan sonra, bizlerin bu yeni yaşama uygun ve layık bir şekilde yaşamayı kendimize hedef edinmesi gayet doğal olsa gerek (Filp.1:27).
BİR MESİH İNANLISI'NIN TANRI'YLA OLAN YENİ YAŞAMI NASIL OLMALIDIR?
Tüm buyrukların en önemlisinin hangisi olduğunu soran birine, İsa Mesih'in verdiği yanıt şu oldu:
  • "Tanrın olan Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin." (Mar. 12:30).
Bir Mesih İnanlısı güncel yaşamının her alanında bu emre uygun yaşayarak işleri, sözleri ve davranışlarıyla Tanrı'yı tüm yürekle sevip, O'na hizmet ettiğini göstermelidir. Yaşamının ilk yerini daima Tanrı'ya vermeli ve her şeyde O'nun onay ve yüceliğini armalıdır. Elçi Pavlus'un bildirdiği gibi:
  • "Her ne yer ve içerseniz, her ne yaparsanız,her şeyi Tanrı' nın yüceliği için yapın." (1Kor. 10:31, Mat. 6:31-33, 4:10).
Yine Mesih İsa'nın belirttiği gibi, bir Mesih İnanlısının ibadeti ve tapınışı "ruhta ve gerçekte" olmalıdır (Yu. 4:23-24). Bu demektir ki, tapınışımız, hizmetimiz yüzeysel veya geleneksel bir şekilde değil, ciddiyetle ve Kutsal Kitap'ın istemleri doğrultusunda olmalıdır. Bu gerçek, aynı zamanda resim, heykel ve suretlerin kullanılmamasını, azizlere ve Meryem anaya da dua ve tapınış sunulmamasını içerir (Çık. 20:4-5, 2Kor. 5:7). Bir Hıristiyan dua etmek, Kutsal Kitap okumak ve diğer inanlılarla bir araya gelmek suretiyle sürekli Tanrı'yla ilişk i içinde kalmalı ve bu ilişkisini daha fazla derinleştirmelidir. Bu, unutulmaması ve sürekli kovalanması gereken temel bir amaçtır. Aynı zamanda bir Mesih İnanlısı İsa Mesih'i yaşamının her alanında kendisine örnek almalı ve izlemelidir. Kutsal Ruh ise tüm tapınış, şehadet ve hizmetlerimizde yönlendirici kılavuz olmalıdır (Gal. 5:22-25).
BİR MESİH İNANLISI'NIN AİLESEL YAŞAMI NASIL OLMALIDIR?
Hıristiyan yaşamının en önemli içeriklerinden biri de ailesel yaşamdır. Her şeyden önce hemen belirtmeliyiz ki, Kutsal Kitap'a göre bir Mesih İnanlısı yalnızca bir Mesih İnanlısıyla evlenmelidir. Pavlus'un belirttiği gibi:
  • "İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin. Çünkü doğ-rulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne beraberliği olur?" (2Kor. 6:14).
İmanlının imansız biriyle evlenmesi, beraberinde çok ciddi sorun ve tecrübeleri getirir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Eğer sen, inanlı bir eş bulmakta güçlük çekiyorsan yine de sabır ve dua ile bu hedeften şaşmaksızın beklemekte devam et.
Zamanımızda her ne kadar medya evlilik öncesi ve sonrası cinsel ilişkileri gayet doğal bir şeymiş gibi kabul ettirmeye çalışsa da gerçekte, bu Kutsal Kitap'a göre tamamen günah ve tiksindirici bir şeydir. Cinsel ilişki yalnızca yasal evlilik bağ-ları içinde müsaade edilmektedir. Bu he m toplumsal, hem de ailesel yaşamın uyumu ve sağlığı için bizzat Tanrı tarafından yararımız için öngörülmüş bir kuraldır. Korkunç AİDS ve diğer zührevi hastalıkların günden güne artması bize şu Tanrısal buyruğun ne denli gerçek olduğunu hatırlatmaktadır:
  • "Evlilik dışı cinsel bağlanmaya girmeyeceksin." (Çık. 20:14,1Kor. 6:15-20).
Bu doğrultuda yine bir imanlının yasal olarak evlenmeden biriyle yaşaması veya kendisine birden çok eş alması da (poligami) Kutsal Kitap prensiplerini çiğnemesi demektir (Rom. 13:1-10, Tek. 2:18-25, Mat. 19:3-9, 1Timot. 3:2, Tit. 1:6). Böyle durumlarda bulunan yeni bir İnanlı gecikmeksizin yaşamını düzene koymalıdır.
Evli çiftlere gelince, onlar nikahta ve toplum önünde vermiş oldukları söz uyarınca birbirlerine her alanda sadık kalarak, sevgi ve saygı bağlarıyla ölüme dek birbirlerine bağlı kalmalıdır. Bir inanlı zina dışında hiçbir nedenle eşini boşamamalıdır (Mat. 19:9).
Kocanın aile içinde genel vazifesi, yönetici olup, karısını, çocuklarını sevmek, korumak, maddi ve manevî ihtiyaçlarını sağlamaktır. Şüphesiz koca egoist olmayarak aldığı bütün karar ve girişimlerde sürekli karısına danışmalı ve ortaklaşa olarak çözüme varılmalıdır (1Kor. 11:3,7:3-9, Kol. 3:19, 1Pet. 3:7, Efes. 5:2231, 1Tim. 5:8, Sül Mesl. 5:15-20, 31). Bazı kü l türlerde henüz var olan ve kadını bir obje olarak görüp, onu aşağılayan veya onun üzerinde despot olmayı güden düşünce tarzı Mesih inancında bulunmaz. Kadın da erkek gibi Tanrı benzerliğinde yaratılmıştır ve her ne kadar aile içinde farklı rolleri olsa da ikisi de eşittir (Gal. 3:28).
Kadının ailedeki vazifesiyse kocasına sevgiyle bağımlı olup, onu desteklemektir. O çocuklarıyla yakından ilgilenmeli, evini temiz ve düzende tutarak boş ısraflardan kaçınmalıdır. Giyim ve davranışlarında edaplı olup ailesine onur getirmelidir (Efes. 5:22-24, Kol. 3:18, Tek. 2:18, Sül Mesl. 14:1, 19:13-14, 31: 1-31,1Pet. 3:1-6, 1Kor. 11:16, 1Tim. 2:9-10). Zamanımızda birçok ülkede serbestçe yapılan kürtaj veya çocuk aldırma uygulaması da Kutsal Kitap'ta yasaklandığından, Mesih İnanlısı çiftler özellikle buna dikkat etmelidirler (Çık. 20:13 ; 1:15-20). Bununla birlikte her ne kadar bir İnanlı çiftin doğum kontrol hapları kullanması (düşüşün getirdiği dengesizliklerden dolayı) müsaade edilse de, bazı doğum hapları (veya yöntemler i ) anne karnında çoktan oluşmuş yaşamı yok ettiğinden, İnanlılar bu konuda çok dikkatli olmalıdırlar. Örneğin sterilet ve ilişkiden sonra alınan ertesi günkü hap (la pilule du lendemain), RU 486, Prostaglandine ve hamileliğe karşı aşılama metotları, İnanlılarca kabul edilemez metotlardır.
İnanlı bir anne-babanın özen göstereceği diğer bir konu da, çocuklarına zaman ayırıp, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve olgun yaşa geldiklerinde Mesih İnancını benimsemesi doğrultu- sunda onları Rab yolunda eğitmektir. Bu amaç doğrultusunda inanlı anne-babaların evde dua ve İncil çalışmaları düzenlemeleri ve çocuklarını düzenli bir şekilde kilisenin pazar okuluna götürmeleri çok önemlidir. Bununla birlikte anne-babalar çocuklarının okullarda öğrendikleri şeylere dikkat e d ip okul yaşamının başarılı olması için çocuklarına yardımcı olması gereklidir. Yanlış etki ve öğretilere karşı da çocuklar uyarılmalı veya evde eğitilmelidir. Aynı zamanda çocukların düzenli bir gelişimi için anne-babalar evde dengeli bir disiplin sistemi uygulamalıdırlar (Tes. 6:7; 31:31; Sül.Mesl. 22:6; 23:13-14; 13:24, Efs. 6:4; Kol. 3: 21; 1Tim. 3:4; Tit. 2:4,9). Şüphesiz çocuklar da anne-babalarına saygılı ve itaatkar olmalıdır (Mez. 127:3, 128:1-6, Çık. 20:12, Efs. 6:1, Kol. 3:20).
Eğer aile yaşantınızın mutlu ve uyumlu olmasını arzuluyorsanız yapmanız gereken temel şey, ailede ilk yeri Tanrı'ya vermek, ailece Kutsal Kitap okuyup, dua etmek ve karşılıklı saygı, sevgi ve anlayış bağları içinde yaşamaktır (Mat. 7:24-27). Şüphesiz aile bağlarının zayıfladığı ve evliliğin korkunç bir aşamaya geldiği böyle bir ortamda evlilik yaşamının başarılı olabilmesi için Kutsal Kitap prensiplerine dönmek ve bunlara uygun bir tarzda yaşamak temel bir gereksinimdir.
MESİH İNANLISI'NIN YEREL KİLİSEYLE OLAN YAŞAMI NASIL OLMALIDIR?
Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi Rab İsa Mesih'i izlemeye karar veren birinin, ruhsal yaşamda düzenli ve sıhhatli bir şekilde gelişebilmesi için Kutsal Kitap'a dayalı sadık bir İnanlılar topluluğu bulup buna bağlanması veya üye olması çok önemlidir (Elçi. 2:41-47). İnanlı, topluluğa sırf bağlanmakla kalmamalı, fakat Rab'den aldığı ruhsal armağanlar doğrultusunda, bu toplulukta hizmet görmelidir. Eğitmense eğitmenlik, müjde yayıcısıysa müjde yayıcısı, hizmet edense hizmet eden vb... olmalıdır ( 1Pet. 4:10, Efs. 4: 11-16). Kilise hizmeti bir yerde insan vücudunun işlevine benzer. Vücuttaki her organın görevi farklı olmasına rağmen bunlar hep birlikte insanın düzenli bir şekilde yaşamasını ve gelişmesini sağlar. Bunun gibi sen de Rabbin kilisesind e ki vazife, armağan veya yerini bilip bunu uygulamaya koyarsan hem topluluğunun gelişmesine hem de Tanrı'nın yeryüzünde yüceltilmesine katkıda bulunmuş olacaksın.
Bir Mesih İnanlısı hem Rabbine hem de bağlı olduğu İnanlılar topluluğuna leke veya zarar getirecek her türlü şeyden kesinlikle uzak kalmalıdır. Söylenmelerden, dedikodudan, yalandan, hırsızlıktan, sarhoşluktan, uyuşturucu kullanmaktan, sigara içmekten, kumardan, ahlaksızlıktan, zinadan, homoseksüellikten, pornografiden, milliyetçilikten, düzensiz ve zararlı toplumsal faaliyetlerden kendini tamamen uzakta tutmalıdır. Hatta gazino, kumarhane, bar ve meyhane ve tütün gibi toplumun zararına yönelik her türlü mesleği bile terk etmeye hazır olmalıdır. Çünkü "Rab bizleri pisliğe değil, fakat kutsallığa çağırdı" . Elçi Petrus da şöyle der:
  • "Sonuç olarak, dünyadaki yaşamının geriye kalan bölümünü artık insanların tutkularına göre değil, Tanrı'nın isteğine göre sürdürün. İnanmayanların hoşlandıklarını yapıp, sefahat, şehvet, sarhoşluk ve çılgınca eğlenceler, içki âlemleri ve iğrenç putperestlik içinde yaşayarak geçmişte harcadığınız günler yeter!" (1.Pet.4:2-3, Kol. 3:5-10).
Bizzat Tanrı "Kutsal olun, çünkü Ben Kutsalım" der (1Pet. 1:16). İnanlı yine bu yerel topluluğun düzenlediği bütün toplantı ve faaliyetlere iştirak etmeye ve para sunularıyla da topluluğun ihtiyaçlarına destek olmaya özellikle özen göstermelidir. (İbr. 10: 24, Mez. 135:13, Efs.5:15-21, 2Kor. 9:1-15). Her ne kadar Eski Antlaşma'da var olan gelirinin ondalığını Rabbe verme buyruğu Yeni An t -laşma'da bir buyruk veya kural olarak bulunmuyorsa da, gerçekte bu bir prensip olarak hâlâ mevcuttur ve olmalıdır da. İnayet döneminde olmak demek parasal sunulardan muaf olmak demek değildir. Hatta İnanlı Eski Antlaşma zamanına kıyasla daha cömert ve daha eli açık olmalıdır. İnanlı pazar ibadetlerine ve düzenlenen toplantılara sadık bir şekilde katılmalıdır. Zamanında ve Kutsal Kita'pıyla bu toplantılarda hazır olup ilahi, eğitim ve tapınışa yürekten iştirak etmelidir. İnanlıların diğer önemli bir soruml u luğu da topluluğun önderleri için dua edip, onların yönlendirmelerini saygıyla izlemektir (1Pet. 5:1-6). Bundan başka kişisel veya güncel sorunlarınızı, alacağınız veya vereceğiniz önemli kararları kilisenizle ve özellikle kilise çobanınızla paylaşmaktan çekinmeyiniz. Önderlerin veya kardeşlerin duaları, öğütleri sizler için etkili bir yardım kaynağı olabilir.
Bir Mesih İnanlısı olarak bağlı bulunduğunuz yersel kiliseye tam olarak integre olup, evlilik, vaftiz ve cenaze gibi törenlerinizin yerel kilisenizce yapılmasını sağlayınız. Bu kiliseye bağlılığınızın ve ona vermiş olduğunuz önemin bir kanıtıdır.
Bir Mesih İnanlısının temel yükümlülüklerinden bir diğeri de Kutsal Kitap'ın temel öğretilerinde kendisini iyi bir şekilde eğitmesi ve daha sonra bunları diğerlerine aktarmasını bilmesidir. Elçi Pavlus "Rabbin korkusunu bildiğimizden insanları ikna etmeye çalışıyoruz." deyip ardından da "eğer İncili vaaz etmezsem vay bana!" der. Zaten Rabbimiz İsa Mesih'in göğe yükselmeden önceki buyruğu da bu doğrultudadır:
  • " Gidin bütün milleteri öğrencilerim yapın, ve size öğrettiğim şeyleri onlara öğretin." (Mat. 28:19).
Şüphesiz İncil'i diğerlerine yaymada güttüğümüz amaç şahsi bir çıkar değil, yalnızca Yaratıcı'mız Tanrı ve İsa Mesih' in yüceltilmesi ve insan kardeşlerimizin kurtuluşudur. Eğer bulunduğun bölgede Mesih İnanlıları topluluğu yoksa Rabbe sadakatte ve hizmette cesaretsizliğe düşme. Elinden geldiğince bulunduğun bölgede küçük de olsa, sen bir topluluk oluşturmayı amaç edin. Göreceksin ki Rab seni ve hizmetini bo lca bereketleyecektir .
BİR MESİH İNANLISI'NIN TOPLUMSAL YAŞAMI NASIL OLMALIDIR?
Bir Mesih İnanlısının diğer bir yükümlülüğü de toplumsal yükümlülüklerdir. Rab İsa ilk emrin "Tanrı'yı sevmek", ikincisinin de "komşuyu sevmek" olduğunu bildirmiştir (Mar. 12:30-33). İnanlı bu emre bağımlı kalarak bulunduğu şart ve imkanlar çerçevesi içinde yaşadığı topluma elinden geldiğince yararlı olmaya çalışmalıdır. İhtiyaçta bulunanlara yardımı, ilgiyi, sevgiyi, ziyareti, maddi ve manevi desteği eksik etmemeli ve özellikle kurtuluş mesajını onlara iletmekte gayret göstermelidir. Zaten birine yapabileceğimiz en büyük yardım, onun gerçeği bilmesi ve gelecek yargıdan kurtularak sonsuz hayat güvenliğine sahip olmasıdır. İsa Mesih'in bildirdiği gibi "Bir adam tüm dünyayı kazanıp da kendi canını kaybederse ne kar eder?". Bir Mesih İnanlısı kesinlikle politikadan, ayaklanmalardan, terör den ve milliyetçilikten uzak olmalıdır. Fakat, bunun yanında ait olduğu milletini sevip, yoksulları ve düşkünleri savunup, adaletin uygulanmasını da kovalamalıdır. İnanlı yaşamının her ala-nında dürüst olup, Mesih'in bildirdiği gibi yaşadığı her ülkede "tuz v e ışık" olmalıdır (Mat. 5:13-16).
İnanlı, altında bulunduğu hükümetlere itaatli olup, her iyi iş için yardım etmeğe hazır olmalıdır (Rom. 13:1-7). Vergisini verm eli ve konulan bütün kanunlara bağımlı olmalıdır. Fakat Kutsal Kitap prensiplerine ters düşen pozisyonlarda ise İnanlı, hükümetlere hayır demeyi de bilmelidir (Elçİ. 4:15-20, 5:29). Asker lik ve seçmenlik gibi vatansal yükümlülükleri de her İnanlı İncil'den aldığı ışık doğrultusunda değerlendirip vicdanına göre bir karar vermelidir. Bir İnanlı asla insan kanı dökmez. Sonuç olarak İnanlı, "gerek yer gerek içer ve her ne yaparsa her şeyi Tanrı'nın yüceliği için" yapmalıdır (1Kor. 10:31).


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bağlama ve Çözme Duası (Kendin İçin)

ÖZGÜRLÜK DUASI

Rab çobanımdir, eksigim olmaz. Beni yemyesil çayirlarda yatırır. Mezmur 23:1-2