Senin çomağin, senin değneğin güven verir bana. Mezmur 23:4b

"Senin çomağin, senin değneğin güven verir bana" diyor Davut Tanrı'ya ilişkin. Çobanın çomağı ve değneği, teselli, koruma ve rehberlik kaynağıdır.

Çomak ve değnek aynı şey mi? Hayır. Çomak (ucu topuzlu değnek) savunmak için kullanılırdı, değnek (elde taşınacak incelikte ağaç) ise yön vermek içindir. Levililer 27:32'de, sürüyü saymada çoban değneğinin altından geçen sözü kullanılır. Çomakla çoban koyunlarını vurmaz, onları çomakla gütmez. Çoban çomakla koyunlarını yabani hayvanlardan korur. Yani çomağı bir silah olarak kullanır. Değnek ile koyunlarını yönlendirir, onları güder. Rab de bizi hayatın yollarında yönlendirir, sırası gelince de terbiye eder.

Bu bana güzel bir teselli kaynağıdır. Yaşlanmama rağmen, RAB'bin yumuşak şekilde beni yönlendirmesine ihtiyacım vardır. Bu kadar yıldan sonra, dönüp de gerilere, yaşamıma bakıyorum ve orada Rabbin beni bir çoban gibi usulca yönlendirmiş olduğunu görebiliyorum. Bunu hayatımda defalarca yaptı. Hepimizin bu şekilde Rab'bin yönlendirmesine ihtiyacımız vardır.

Düsmanlarımın önünde bana sofra kurarsın, başıma yağ sürersin, kasem taşıyor. 

Mezmur 23:5

İlginçtir ki, 4.ayette "karanlık ölüm vadisinden" söz etti Davut peygamber. 5. ayette ise "sofra"dan söz ediyor. Sofra aslında bir paydaşlık, bir yakınlık, dostluk yeridir.

Luka 22:14'te İsa öğrencilerine aynen şunları söyledi; "İşkence çekmeden önce bu Passah yemeğini sizlerle birlikte yemek için dayanılmaz bir istek duydum!" Bu bize, Tanrı'nın insanları neden yarattığı sorusuna da bir yanıttır. Tanrı bizlerle paydaşlık kurmak, bizlere yakın olmak istedi. Sofra, yani paydaşlık RAB'bi sevindiren bir durumdur. Bir gün tüm uluslardan insanları bir araya getirerek Rab onları zengin bir sofra etrafında toplayacaktır (Yeşaya. 25:6, 55:1).

Evet, bu ayette çobanın yüreğindeki sevincin ve umutların yansımasını görebiliriz. Bu ayette çok harika bir resim vardır.

Düşmanlar önünde sofra kurmak ne demektir? Savaş sırasında sofra kurulur mu? Şölen çekilir mi? Tabii ki eğer düşman bana bir şey yapamazsa kurulabilir. Düşmanımın bana karşı gelecek gücü yoksa sofra da kurulur, şölen de çekilir.

Benim çobanım bana sofra kurmuştur düşmanlarım önünde. Düşman bana hiçbir şey yapamaz, sadece bakabilir. Bu kurtuluş güvencesidir kardeşim, İsa Mesih'e iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Bu kurtuluş Tanrı'dan geldiği için kaya gibi sağlamdır. Hiçbir güç, hiçbir düşman, bizi Mesih'in elinden kapamaz. Hiç kimse Rabbin bize verdiği sonsuz yaşamı yok edemez. İşte bu inayettir ve Mesih inancının özüdür.

Sofra, aynı zamanda bolluğu ve bereketi de akla getiriyor. Her şey tamamlanmış, şimdi yemek içmek, eğlenmek, şenlik yapmak gerekir. Çoban tüm bunları bizler için sağlar ; kaygıya, kuruntuya, korkuya neden yok. O her zaman yanımızda bizi korumaktadır. Burada sözü edilen sofra Rab'bin kurduğu kendi sofrasıdır. İşte bu Rabbin sunduğu ruhsal berekettir. Görüyorsunuz ki, Mesih'e iman etmek herhangi bir dine girmek değil, RAB'bin sunduğu sofraya katılmaktır.

Mezmur 25'te sözü edilen "sofra", "yayla" anlamına da geliyor. İlkokula gittiğim yıllarda babam bir ara yüzden fazla koyun almıştı. Yazın o koyunları otlanmak için yaylaya giderdi. Tabi bir çobanımız vardı ve çoban yaylaya bakar ve onu korurdu. Çoban yaylada koyunları için korunak yapar. En zor olanı ise koyunları zararlı, zehirli onlardan korumaktır. Hatta bu zehirli otları temizler çoban. Bilindiği gibi koyun saf bir hayvandır, tehlikelerin nereden geldiğini bilemez.

Bizler de ruhsal alanda Tanrı'nın koyunları olarak daha akıllı değiliz. Yaşamımıza zarar veren ve zehirleyen bir sürü sakat, sağlıksız öğretiler vardır. Koyunlara sofra hazırlamak hiç de kolay bir iş değildir. İsa Mesih büyük zorluklar, acılar çekerek bizlere bir sofra hazırladı. Kişinin yapacağı tek şey, gelip bu hazırlanan şölene katılması, sofranın başında oturması ve Rab'bin sunduğu ruhsal yiyeceği yemesidir.

Üstte sofra sözünün "yayla" anlamına da geldiğini söyledim. Yazın koyunlar yaylaya götürülür. Yaylada, yani koyunların otladığı yaylada yırtıcı hayvanlar - kurt vardır. Koyun bunu hiç fark etmez bile. O kendisine hazırlanan yaylada emniyet içinde yerken, çoban onları düşmanlardan korur. Yani koyunlara zarar verecek her tür düşmanla savaşmak çobanın işidir. Kurt hiç bir zaman açıktan açığa sürüye saldırmaz, hep saklanır ve birden saldırıya geçer. Amacı tüm sürüyü dağıtmaktır. Bunu başarabilirse, avını yakalamakta ve onu parçalamakta zorluk çekmez.

Biz insanların düşmanı şeytan'dır. O, insanlar arasında ayrılık salıp onları birbirine düşürür, dağıtır. Dağılan kişileri ise kolayca parçalayıverir. Bu ruhsal alan için de geçerlidir. Ama iyi Çobanın sesini duyup O'na gelenlere, Rab düşmanlarının karşısında bile sofra kurar ve onları korur.